2000 yılında Bilkent İngilizce tercümanlık bölümünü bitirdiğimde benim yolumun turizm sektörüyle çakışacağını ve organizatörlüğü bu kadar sevip, meslek olarak kabul edeceğimi hiç aklıma gelmemişti.
2000-2002 yıllarında televizyonda Alem programı, Tatlı Hayat, Film Gibi vb programlarda prodüksiyonda-yapım asistanlığı ve ardından amirliği bölümlerinde çalıştıktan sonra bir gün yorgunluktan düşüp baygınlık geçirdim. Bu benim televizyondaki çalışma hayatımın sonu oldu. Televizyondaki maliyet odaklılık sebebiyle az insan gücüyle, 7/24 çalışma şartları sektörden kopmama sebep oldu.
Hemen ardından Mice sektörüne girdim. Sektörde kongre, kamu alanlarında ve son 7 senedir şirketler tarafında önce satış sonra hem satış hem operasyonda yöneticilik yaptım. Şunu farkettim ki Mice alanında organizasyon yapmakla televizyonda prodüksiyonda çalışmak arasında müthiş benzerlikler var ve prodüksiyondaki i geçmişim beni müthiş beslemiş. Her ikisinin de arasında işin temelinde aynı yapı yer almakta. Her ikisinde de hazırlanacak program çerçevesinde, sanatçısından, set amirine, yönetmeninden makyöze, sanatçının kulis riderından prodüksiyonel ihtiyaçlara kadar tüm kurgu ve çözüm süreci sende. Bu da kişi de çok yönlü düşünmeyi, A-B-C planları yapmanı, hızlı iş yapışı insana öğretiyor. Örneğin bir sitcom’da her bölümde içerik, ihtiyaçlar ve tüm kurgu değişir. Organizasyonlarda da her işin içeriği ihtiyaçları, örgüsü bambaşkadır.
Turizm-Mice alanında çalışmak çok keyif verdi bana. Müşteri odaklı olmak, onun gözünden organizasyona bakıp, yaratmak, istediği atmosferi ve kurguyu oluşturmak, yönlendirmek, çözmek, kurmak, yaratmak ve yaşatmak çok keyif vericiydi. Hele insanların mutlu anlarını kurgulayıp , yarattıktan sonra organizasyonun ardından size teşekkür ederek mutlu ayrılmaları ve o değerli insanlarla dostluklar geliştirmek mutluluk vericiydi.
14 sene sektörde çalıştıktan sonra kendi şirketimi kurmaya karar verdim. Tam isim düşünürken müşterilerimden birinin bana ‘ne kadar rafine işler yapıyorsun, eminim kendi şirketinde de bu şekilde çalışacaksın’ demesiyle firmanın ismine karar verdim. Rafine Eventin ismi ve hikayesi doğal sürecinde oluşmuş oldu.
Olmazsa olmaz Kurallarımız;
Müşteriyi dinlemek ve doğru anlamak,
Talepleriyle ilgili işin teknik kurgusunu ve program akışını da göz önüne alarak avantaj ve risklerini paylaşmak,
İhtiyacını belirlemek ve yönlendirmek,
Vizyon yaratmak,
Bütçesi çerçevesinde maksimum faydayı önüne sunmak,
Çalışma planı çerçevesinde hızlı ve çözümcü yaklaşmak,
Krizlerin yaşanmasını engellemek için double-triple checkler yapmak,
Fakat en önemlisi hizmet verdiğimiz firmada çalışıyor gibi hissedip onların takım arkadaşı olduğumuzu hissederek işbirlikçi ve önce faydayı öngören tutumla, iyi niyetli, güler yüzlü ve çözüm odaklı olmak.

REFERANSLAR